26 Mayıs 2014

Doodle zamanı!

Çocukluğumdan beri resim yapmayı çok sevmişimdir. Eskiden resim yarışmalarına katılır -ki en popüleri Milliyet Çocuk ya da Doğan Kardeş'ti-,  resimlerimin gazetede yayınlanmasının ve derece almış olmanın sonsuz mutluluğunu yaşardım. Annem ve babam bu sonsuz resim aşkımı makul karşılar, boyalarımı, çizim kalemlerimi ve kağıtlarımı eksik etmezlerdi. (şanslıydım vesselam!:))

Sonra sonra okul, üniversite, iş derken unuttum çizmeyi... Böyle bir hobinin varlığını bile unuttum hatta. Ta ki bir yıl önce annemin evinde 15 yaş resim defterimi bulana kadar. Elimdeki deftere kitlendim diyebilirim.

O çizimleri ben mi yapmıştım? 
Renkleri nasıl kullanmıştım?
Nasıl bir hayal gücüm vardı ve neredeydi şimdi?
Sorularım uzadı gitti... ve ben o gün tekrar çizmeye karar verdim!

22 Mayıs 2014

Spor Kıyafetlerim // My Training Outfit

Sizi bilmem ama benim spor esnasındaki performansım, giydiğim outfit ile %100 doğru orantılı.


Insanity gibi max interval training ya da t25 gibi focus interval traininge dayalı ve nihayetinde bol terleme garantili bir antrenman programım varsa, eşofman ya da tshirtlerden kaçarak uzaklaşıyorum.

Bugün ne giydim?

21 Mayıs 2014

T.25: Challange accepted!

Bugün T25'in 31. günü. Bu hafta sonu itibari ile ilk etap tamamlanmış olacak.

Peki nedir bu T25?


Focus T25 beachbody'nin 2013 yazında lanse ettiği her biri 5 hafta süren ve alpha, beta ve gamma olarak adlandırılan 3 etaplı bir antrenman programı.  Programın yaratıcısı Shaun T. (ben kendisi ile geçen yıl Insanity Workout sayesinde tanışmış ve yine sayesinde 8,5 kiloyu 63 gün gibi kısa bir sürede tarihin puslu sayfalarının arasına atmıştım.)


İsminden de anlaşılacağı üzere Focus T25'ün tek bir workoutu sadece 25 dakika sürüyor ve Shaun T 25. dakikada "TIME!" diye bağırdığında baştan aşağı terlemiş bir halde kalakalıyorsunuz. Programın mottosu "0 rest, 100 % results" yani "dinleme yok, % 100 sonuç var" 



Insanity ile kıyaslandığında hafif bir program olmasına karşılık, beslenme düzeninize paralel olarak kilo verdirme konusunda hiçbir eksiği yok.

Shaun T antrenmanları yaptırırken nelere dikkat etmeniz gerektiğini detaylı olarak anlatıyor, yanında en yakın arkadaşı ve Insanity'den "the machine" olarak tanıdığımız Tania da modifier yani yardımcı olarak yer alıyor. Tania hareketleri daha kolay bir şekilde yaparak, yorulduğumuz noktada hız kesmememiz için destek veriyor.
* Herkes plank pozisyonundayken, Tania mat üzerinde kneeling plank yapıyor.

Programı daha detaylı incelemek ya da öncesi-sonrası fotoğrafları / videoları görmek isterseniz, aşağıdaki linkten gerekli tüm bilgiye ulaşabilirsiniz.
www.beachbody.com/product/fitness_programs/focus-t25-workout.do

Ben şu anda programın 31. günü yani Alpha - Total Body Circuit'i tamamladım. Kilomda herhangi bir artış ya da azalma söz konusu değil ama bu tamamen benden kaynaklı bir durum. Yeme-içmeme olması gerektiği gibi dikkat etmemekle birlikte, her gün de antrenman yapamadım. (Bazı günler moduma göre pilates ya da yoga streching yapmayı tercih ettim.) Before-After fotosu çekmeyi unutan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, karın kaslarımdaki gözle görülür farklılık beni gerçekten çok mutlu ediyor.

Focus T25 takvimleri de sırası ile aşağıda yer alıyor.

Focus T25 Alpha Takvimi


Focus T25 Beta Takvimi

Focus T25 GammaTakvimi


Daha detaylı bilgi için ise beachbody'nin web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
http://www.beachbody.com/





20 Mayıs 2014

Say something, i'm giving up on you...



Dün geceden beri dilime takıldı... bugün de dinlemeye doyamadım...






Yaşanan talihsizlikler, ihmaller serisinden mi bilmem. Yiten giden onlarca insanlara duyduğum hüzünden, haksızlıktan mı onu da biliyorum. İçime işleyen sözleri ile "Say Something"...


A Great Big World 
(with Christina Aguilera)

                                                     "Say Something"

Say something, I'm giving up on you
I'll be the one, if you want me to
Anywhere I would've followed you
Say something, I'm giving up on you

And I am feeling so small
It was over my head
I know nothing at all

And I will stumble and fall
I'm still learning to love
Just starting to crawl

Say something, I'm giving up on you
I'm sorry that I couldn't get to you
Anywhere I would've followed you
Say something, I'm giving up on you

And I will swallow my pride
You're the one that I love
And I'm saying goodbye

Say something, I'm giving up on you
And I'm sorry that I couldn't get to you
And anywhere I would've followed you (Oh-oh-oh-oh)
Say something, I'm giving up on you

Say something, I'm giving up on you
Say something...

12 Mayıs 2014

Sağlıklı beslenme takıntısı!

Gerçekten böyle bir insanım.
"sağlıklı beslenme takıntılı"

İtiraf ediyorum: hiçbir zaman vücudunu çöplük olarak gören biri olmadım! Zaman zaman abuk subuk yiyeceklerle "hala" kendisini yorduğum doğrudur. Ama sadece arada bir...

Hayatımın çeşitli dönemlerinde ona aşırı yüklendiğimin de farkındayım ancak o günler çok geride kaldı. Kolanın tadını bile unutmuş biri olarak mayonezin artık gerçek anlamda midemi ağrıttığını söylersem hiç de yalan olmaz.

Genel olarak bakıldığında ise içeriğinde glikoz şurubu, trans yağlar bulunan hiçbir ürünü kullanmıyorum. Bu markette içinizin aktığı bir kekten uzak durmak anlamına gelse de, zor değil. İnanın zor değil.. insan kendini bir kez sağlıklı yeme düzenine alıştırırsa, dışında kalan tüm işlenmiş gıdalardaki yapaylık rahatlıkla hissedilir ve neticesinde rahatsızlık verir hale geliyor.

Beyaz undan üretilen çoğu gıdayı da tüketmemeye özen gösteriyorum. Öğünlerimde makarna, pilav yerine bulgur pilavı hatta siyah pirinçten yaptığım pilavı tercih ediyorum. Börek ve kek yapmaya evvel ezelden beri üşenen bir insan olmamın yanı sıra eşim de benim beslenme düzenimde bir insan olduğu için bu gıdalar zaten mutfağımızda hiç yer almıyor.

Sanmayın ki ben hayatımı salata ile geçiriyorum ve sürekli açım. Hiç de değil! Sabahları tereyağımı da yiyorum - ama en doğalından - gerçek etten yapılmış hamburgerimi de yiyorum, bulgur pilavımı da tereyağlı pişiriyorum... Yani doğal olduğu sürece her şeyden ama her şeyden canımın istediği gibi yiyorum.

Ne yazık ki bir beslenme ya da diyet listesi veremem çünkü ne bir diyetisyenim ne de beslenme uzmanı...
Sadece kendisine sonsuz saygı duyan, azıcık "takıntılı" biriyim. Hepsi bu.




5 Mayıs 2014

Günün en önemli öğünü: Kahvaltı

İster spor yapın, isterseniz yapmayın güne mutlaka kuvvetli bir kahvaltı ile başlamak boynumuzun borcu. Hayır bunu tabii ki ben söylemiyorum, uzmanlar söylüyorlar. Ne de güzel söylüyorlar ama?

Şahsen benim gibi günde en az 1 saat yüksek tempo spor, haftada ise 2 saat pilates yapan biriyseniz, yapacağınız kuvvetli bir kahvaltının önemi de çok büyük.

Ben bu pazartesiye güzel ve doyurucu bir omlet ile başladım.


Malzemeler:

- İki yumurta 
- Maydanoz 
- Lor peyniri

İsteğe bağlı olarak;

- Pul biber
- Karabiber
- Çörekotu










Bir yumurta ile diğer yumurtanın sadece beyazını güzelce çırptıktan sonra içerisine ince ince kıydığım maydanozları ekledim. (Bu aşamada maydanoz yerine dereotu da tercih edilebilir.) Vitamin ve mineraller bakımından son derece değerli lor peynirini de ilave ettikten sonra hem metabolizmayı hızlandıran hem de girdiği tüm yemeklere güzel bir lezzet katan pul biberi ve değirmen karabiberi de ekleyip, son bir kez çırptıktan sonra saf zeytinyağı ile yağladığım tavaya bu karışımı boca ettim.












E tabi kahvaltı çay olmadan olmaz. Bu aşamada da hem güçlü bir antioksidan olduğu hem de metabolizma hızlandırıcı etkisi olduğu için de ben tercihimi yeşil çaydan yana kullanıyorum.




Piyasada bulunan poşet çayların aksine, demlememe olanak sağlayan Çaykur Yeşil Çay (150 g) benim gibi düzenli yeşil çay tüketenler için oldukça avantajlı. Yalnız burada unutulmaması gereken bir nokta var: ister poşet olsun, ister benim gibi mini demlik kullanın isterseniz de porselen ya da toprak demlikte demleyin kendiniz demleyin, yeşil çay en fazla 2- 3 dakika demlenmelidir. Süre uzadığı takdirde çay olmaması gerektiği kadar acı olacaktır.

Çay demlenirken, omletim de piştiğine göre salatalık ve domatesin yanında bir dilim çavdar ekmeği ile güne başlayabilirim! 



Merhaba!




Okur, çizer, spor tutkunu, sağlıklı beslenme düşkünü, home office çalışan bir profesyonel... bu aralar ise yazmaya verdi kendini...

O zaman -neredeyse- tüm dillerde merhaba diyerek başlayalım!

Sağlık ve keyifle... MERHABA!

Anlam


motion is my emotion
motionismyemotion@gmail.com